Viyana’da yemek ve içmek el yakıyor! Bir Paris olmasa da ona yakın diyebileceğim ölçüde ne yazık ki fiyatlar. Bir de tabii yiyip içmeniz gereken birtakım yerel tatlar var ki belli bir bütçeyi deneyimlemek adına ayırmanız şart. Ama amacınız benim gibi öyle her öğün karın doyurmak değil de ‘öne çıkanlar’ın tadına bakmaksa eğer sorun yok diyebilirim. Örneğin oraya kadar gitmişken bir schnitzel, sacher torte, apfelstrudel yiyip wiener melange içeceksiniz elbette. Bir de uygun fiyata bira içebileceğiniz, atıştırabileceğiniz yerleri de yazıyorum ki not edin!

Schnitzel meselesi
Viyana’da schnitzel yiyecekseniz bunun yeri çok net : Figlmüller. Maalesef rezervasyonla hizmet veriyorlar ve çok sıkı takip etmeniz, önceden yer ayırtmanız gerekiyor ve maalesef ben gittiğimde restorasyondaydı ve kapalıydı. Giderseniz benim için de yersiniz artık.
Sacher torte : bildiğin kara orman pasta!
Vallahi küçümsemek değil niyetim! Ama nedense ben öyle büyülenmedim ki tatlı üstüne master yapacak kadar çok tatlı severim ve yemişliğim vardır fakat ikinciyi istemeyecek kadar sıradandı benim için. Elbette kötü demiyorum ama pasta işte! Lakin sırf o havayı soluyup piyano eşliğinde kahve molası vermek için gidip Café Central’de yemenizi tavsiye ederim bir akşam.

Apfelstrudel : elmalı turta
Sacher torte’dan ziyade apfelstrudel yemeyi tercih ederim! Nefis bir elmalı turta ve elmasının kıvamı gerçekten güzel. Gitmişken muhakkak yemeli. Kuyruk bekleyeceğim derseniz Graben yakınlarındaki Aida’da da yiyebilirsiniz. Ben sacher torte da olduğu gibi apfelstrudel’i de Café Central’de yedim; gayet güzeldi.
Wiener melange : olmasa da olur kahve!
Büyük umutlarla gidip de ‘bakalım neymiş bu işin aslı’ diye merakla birkaç farklı yerde şansımı deneyip pişman olduğum kahve. Ben ki bir kahvesever olarak kendisiyle uzaktan ya da yakından bir bağ kuramadım maalesef. Üstelik gidip en iyi yerlerde denedim ama yine de olmadı, olmadı! Malum, Viyana’nın kafeleri meşhur. Oldukça şık garsonların çalıştığı, hizmetin ciddi bir iş olduğu, operaya gider gibi giyinmiş şık hanımların olduğu kafelerden yorumlara istinaden kendime gitmek için ilk hedef olarak Café Landtmann‘ı belirledim. O gün gideceğim Rathaus ve Parlamento Binası’nın rotası üzerinde olması da elbette büyük bir etkendi benim için ama tabii ilk wiener melange denemem hüsranla sonra erdi. Öyle ki kahveyi bırakıp etrafı gözlemledim; ama olsun deneyim deneyimdir her zaman. Hele de seyahatte ASLA pişmanlık yoktur! Bir sonraki wiener melange denemem ise meşhur Julius Meinl‘ın Graben’in başındaki görkemli şubesinde gerçekleşti. Neyse ki kafede yine keyifli vakit geçirip Graben üzerinde gidip gelen insanları ve ‘Veba Sütunu’nu doya doya izledim de hiç pişmanlık duymadım. Tamam çok fazla kötüledim! İşin aslı, wiener melange – adı üstünde – bir çeşit kahve karışımı. Oldukça hafif bir karışım bana sorarsanız; birçokları bu kahveyi çok aromatik bulsa da benim için ne yazık ki pek bir şey ifade etmiyor. Bir de Viyana’da nedense wiener melange içmek istediğinizde sütlü servis ediyorlar; işin raconu böyleymiş meğer. Bu arada kahvedir ne olacak demeyin ortalama kahve fiyatları 4-5 euro civarında bir fincan için ve bir süre sonra gözünüz ister istemez 1-2 euroya kahve içebileceğiniz seyyar kahve satıcıları ya da minik kahve kamyonetlerini aramıyor değil. Demlemeden ziyade espresso bazlı makine kahvesi içmeye alışkın oldukları için üçüncü dalga kahve bulmanız hayli zor ama imkansız değil elbette.
Bira içelim atıştıralım derseniz…
Viyana’da bira içmek de öyle çok uygun bir eylem değil elbette. İspanya’da mekanlarda bile birayı 1-2 euroya içince insana daha fazlasını vermek çok geliyor haliyle. Ancak marketlerde bira oldukça ucuz, onu da belirteyim.

Öncelikle Johannesgasse üzerinde bulunan Der Bettelstudent adlı pub’da bira içebilir patates kızartması yiyebilirsiniz. Zaten bu bölge pub’ların yoğunlukta olduğu bir bölge. Bir de 1516 Brewing Company‘ye de uğramanızı tavsiye ederim. Burası da Der Bettelstudent’a yakın Schwarzenbergstrasse üzerinde yer alıyor.
Bunun dışında hem farklı bir yemek yemek hem de bira içmek isterseniz merkezde yer alan Kolar‘a uğrayabilirsiniz. Gidince tesadüf eseri sahibinin Türk olduğunu – Viyana’da Türk olması da ne şaşırtıcı ya! – öğrendiğim biraz kasvetli ama bence keyifli bir mekandı. Viyana’daki diğer mekanlara kıyasla ise oldukça bütçe dostuydu diyebilirim. Buraya özgü bir nevi pideye benzeyen ‘fladen brote‘lerden damak zevkinize uygun olanını seçip biranın yanına söyleyebilirsiniz.

Viyana’da market alışverişi
Aslında birçok yerde markete denk gelebiliyorsunuz ve sıkıntı yaşamıyorsunuz Viyana’da. Ben apart tarzı bir otelde kaldığım için mutfağım vardı ve kahvaltılarımı kendi dairemde marketten aldıklarımla yaptım her sabah. Su, içecek ve atıştırmalıklar için, hatta Viyana’nın o meşhur top şeklindeki Mozart çikolataları için bilumum marketleri tercih edebilirsiniz.
Neredeyse her köşe başında rastlayabileceğiniz orta halli marketler zinciri BILLA. Aradığınız her şeyi bulmanız mümkün. Yerel markaların da çoğu mevcut.
Biraz daha lükse kaçayım, butik biralar, eve götürmelik değişik soslar ve çikolatalar alayım, seyirlik olsun derseniz ise bizim Macro Center ayarı bir market de var : MERKUR. Merkezdeki St Stephen Katedrali’ni arkanıza alıp Graben’in paralelinde yürürseniz bulacaksınız. Özellikle şarküteri ve içki reyonları oldukça başarılıydı. Ben ‘eve götürmelikler’ alışverişimin tamamını buradan yaptım diyebilirim.
Billa kadar olmasa da daha uygun fiyatlı ve daha az yaygın olan zincir market SPAR‘ı da tercih edeibilirsiniz. Özellikle Museum Quartier civarında ihtiyacınız olursa bir adet var yakınlardında.

Viyana’da gezilecek yerler için buraya tıkla!
Viyana’da sanat derlemesi için buraya tıkla!
Bir sonraki gidisinde birkac tavsiyem olacak:)
Yasasiiin o zaman😊 Yazacagim sana mutlaka gitmeden!