Viyana rehberi

Viyana : biraz şık, biraz aristokrat

Yeni yerler gördükçe insan ister istemez tanıdığı şehirleri gruplandırıyor kendi hafızasında. Birtakım fiziksel benzerlikler, şehirlerin ruhları ve sizde bıraktıkları tatlar ve izler doğrultusunda yapacağınız tavsiye manşetlerinin altına diziliveriyorlar. Örneğin Paris’in şıklığını, Floransa’daki sanat kokusunu seven birine Viyana’yı şiddetle tavsiye edebilirim. Bu vesileyle birazcık topladığım ve seyahat esnasında da edindiğim bilgiler ışığında minik bir Viyana rehberi sereceğim gözlerinizin önüne.

IMG_8927
Graben Caddesi / Viyana

Viyana’ya varış ve ulaşım

Viyana’ya tüm dünyada  birçok hava yolunun direkt uçuşu bulunuyor. Özellikle Avrupa’da da orta noktada bulunması, aktarmalar açısından da bir köprü görevi veriyor şehre. İstanbul’dan Pegasus ya da Türk Hava Yolları gibi firmalar aracılığıyla da ulaşabilmeniz mümkün. Viyana’ya vardıktan sonra ise şehir merkezine ulaşmak için üç seçeneğiniz var : bir tanesi hava alanından kalkıp merkeze giden bizdeki Havataş tarzı otobüsler yani Flughafenbus. Ücret 8 euro. Diğer seçenek ise tren. Ancak uzun sürdüğü için pek tercih edilmiyor. Üçüncü seçenek ise taksi. Ancak yaklaşık 45-50 euro civarında bir ücreti var.

Viyana’da görülecek yerler

Öncelikle kısa bir liste halinde gezip görülecek yerleri sıralamak istedim. Bunlara ek olarak yeme-içme ile ilgili deneyimlerimi derlediğim yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Hatta buradaki detaylar yetmedi, ben sanatla ilgili daha detaylı bilgi istiyorum derseniz de Viyana’da sanatın izinde yazımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

IMG_9045
The Kiss – Gustav Klimt / Belvedere Sarayı / Viyana

Ben şimdi rotanızı belirlemeye yardımcı olacak Viyana iskeletini sunuyorum :

  • Parlamento Binası
  • Rathaus (Belediye binası)
  • Graben Caddesi
  • Mozart Evi
  • Hofburg Sarayı
  • Aziz Peter Kilisesi
  • Aziz Stephan Katedrali
  • Veba Sütunu
  • Karlskirche (Karl Kilisesi)
  • Naschmarkt (yerel pazar)
  • Prater ve Riesenrad (Prater Parkı ve dönmedolap)
  • Museum Quartier (Müzeler bölgesi)
  • Hundertwasserhaus (toplu konutlar)
  • Albertina Müzesi
  • Belvedere Sarayı
  • Leopold Müzesi
  • Schönbrunn Sarayı
  • Viyana Sanat Akademisi (Secession)
  • Burggarten
  • Sigmund Freud Müzesi

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Adım adım Viyana

1.Parlamento Binası : Bu bina 19.yy’ın ikinci yarısında inşa edilir. Özellikle liberallerin kalesi olarak anılıyor. Fotoğraflarda da gördüğünüz gibi dış cephe süslemeleri antik Yunan ve Roma tarzında yapılmış. Bunun nedeni ise demokrasinin antik Yunan’da, parlamenter sistemin ise Roma’da doğmuş olması.

IMG_8993
Viyana Secession

2.Viyana Secession : Gustav Klimt, kendisi gibi sanatçı olan kardeşi Ernst Klimt ve arkadaşlarının ortak çalışmasıyla ortaya çıkan bu yapılaşma ve bina tam bir art nouveau örneği. Klimt kardeşlerin özellikle mimaride Gaudí gibi yalnzızca dış cepheyi değil iç dizaynı da üstlenme gibi bir alışkanlıkları da var. Binanın içindeki lavabodan tutunda kapı kollarna, yer karolarına kadar her şeyi binanın dış cephesine uygun olacak şekilde tasarlıyorlar.

Secession ile ilgili bir diğer hikaye de şöyle; binayı çok fazla modern bulan imparator nehir kenarındaki ilk yerinden alıp Ring Caddesi üzerine taşıyor. Günümüzde ise Naschmarkt’ın hemen yakınında yer alan Secession, çeşitli sergilere ev sahipliği yapıyor.

IMG_9000
Naschmarkt / Viyana

3. Naschmarkt : Burası aslında bir pazar yeri. Ama öyle bildiğiniz pazarlardan değil. Yerel satıcıların yanı sıra her milletten restoranın olmasıyla da ünlü Naschmarkt. Son zamanlarda turistik bir yer olarak algılansa da aslında hala Viyana halkının sıkça gittiği restoranların olduğu bir yer aynı zamanda. Muhakkak havasını solumalısınız. Şarküteri ürünlerinden çantalara kadar her şeyi bulabilmeniz mümkün. Ve tabii aynı zamanda farklı kültürlerin tatlarını da bir arada yakalayabildiğiniz bir ortam.

4. Rathaus : Nam-ı diğer belediye binası. Neogotik tarzda inşa edilen bina, özellikle yazın akşamları açık hava konserlerine ev sahipliği yapmasıyla hareketleniyor. Tabi bu bildiğiniz tarzda konserlerden değil; dev bir ekrana yansıtılan klasik müzik konserleri. Kışın ise bu meydanda buz pateni pisti oluyor birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi.

5. Graben Caddesi : Şehrin kalbi, en işlek yaya caddesi. Etraflıca gezdiğinizde her şeyin aslında burada olduğunu anlıyorsunuz. Kafeler, meşhur Viyana pastaneleri, restoranlar, katedraller, saray, Mozart Evi… Özellikle üzerinde bulunan ‘Veba Sütunu’ adlı heykelini uzun uzun incelemek gerek. Şehirde 17.yy’da baş gösteren veba salgını 75 bin insanın ölümüyle sonuçlanınca bu salgından kurtulmanın şerefine dönemin kralı I.Leopold bu heykeli yaptırır ve şehrin ana caddesi Graben üzerine konuşlandırılır. Caddeden geçip de görmemenize imkan yok.

IMG_8854
Aziz Stephan Katedrali / Viyana

6. Aziz Stephan Katedrali : Çatı işlemelerine bayıldığım! Katedral, benim için şehrin en görkemli yapılarından. Graben Caddesi’nin sonunda yer alan katedral -gözünüzden kaçmayacak zaten- gotik tarzda inşa edilmiş. En başta da belirttiğim gibi çatı işlemelerini izlemek ayrı bir zevk gerçekten. Hatta katedralin yakınlarında bir otelin çatısında katedralin çatısı manzarası eşliğinde bir şeyler yiyip içmeniz mümkün.

Ben daha ilginç bir hikaye anlatmak istiyorum katedralle ilgili. Hali hazırda katedralde bulunan devasa büyüklükteki çan, aslında II.Viyana Kuşatmasında bozguna uğrayan Osmanlı ordusundan arda kalan top ve tüfeklerin eritilmesiyle yapılır (savaş ganimetlerini değerlendirme şekli;)) ancak II.Dünya Savaşı’nda parçalanan çan, kalıntılarından yeniden inşa edilip bugünkü halini alır.

a669e8326b2eb25c389afc1fb0937b14-hundertwasserhaus
Hundertwasserhaus / Viyana

7.Hundertwasserhaus : Viyana’da bulunan dudağınızı uçuklatacak güzellikte ve özellikteki toplu konut projesi. Elbette proje olarak kalmayıp gerçeğe dönüşmüş ve bugün ziyaret edenleri mest ediyor. Yapıda bulunan 50 dairenin hepsi birbirinden farklı tasarlanmış.

8. Aziz Peter Kilisesi ve Mozart Evi : Aziz Stephan Katedrali ve Graben çevresinde bulunan yapılar, şehrin ruhunu hissetmek için görülmesi gereken yerlerden. Mozart zaten Viyana ile özdeşleşmiş bir müzisyen ve geçtiği sokakları, yaşadığı evi görmek tarihte bir yolculuk yapıp yaşadığınıza inanamadığınız anları gerçek kılıyor adeta.

9. Karl Kilisesi : Viyana’da huzur bulduğum yerlerden! Belki de hafif yaz yağmuruna yakalanıp elimdeki kahvemi kilisenin önündeki havuza aheste aheste düşen yağmur damlalarını izlerken fonda da kiliseyi hafızama kazıdığım için buldum bu huzuru, kim bilir! Sonra da anı olsun diye bir fotoğraf çekildim burada;) Velhasıl kilisenin kapısına kadar gidip girmedim çünkü salt ziyaret bile ücretli. Akşamları belli tarihlerde klasik müzik konserleri olan kiliseye dilerseniz konser izleme vesilesiyle girebilir ve içerisini görebilirsiniz. Biletler kapıda satıldığı gibi online olarak da mevcut. Etrafındaki parklar ve yürüyüş yoluyla Viyana seyahatimde kesinlikle hafızama kazınan yerlerden biri burası.

10. Prater ve Riesenrad : Prater, kocaman bir park. Aslında bir lunapark. Dolayısıyla da simgesi olan Riesenrad nam-ı diğer dönme dolap da burada yer alıyor. Şehrin oldukça dışında yer alan parka ben yürüyerek ulaştım şehri de öğreneyim diye ancak hiç gerek yokmuş; gidince anladım. Merkeze dönüşüm elbette metroyla oldu ancak o kadar yolu gidince bir bira alıp çimlere uzanıp dinlendim öncelikle. Parka gelen insan profili hiç de umduğum gibi değildi ve gerçekten rahatsız oldum diyebilirim. O nedenle buraya yalnızca dönme dolabı fotoğraflamak için gidilir; bilginize 🙂

IMG_8990
Burggarten / Viyana

11. Burggarten : Leopold Müzesi’ni gezmekten yorgun düşecek bedeninizi dinlendirmek ve yemyeşil bir mola vermek için enfes bir park burası. Meşhur Museum Quartier’ın hemen karşısında yer alan parkın içini de muhakkak gezmenizi tavsiye ederim.

IMG_8925
Viyana

12. Müzeler : Albertina, Leopold Müzeleri ve Belvedere Sarayı’nı detaylı bir biçimde Viyana’da sanatın izinde adlı yazımda anlattım. Okumak için buraya tık tık 😉

13. Schönbrunn Sarayı : Viyana’ya gidip de görmek için vakit ayıramadıklarımdan. Belki şehrin olmazsa olmaz sarayıydı ancak benim önceliğim Gustav Klimt sebebiyle Belvedere Srayı olduğu için hakkımı oradan yana kullandım sanırım. Ama belki sizler gitmişken burayı atlamazsınız ve gezmek istersiniz diye not ediyorum.

dav
Hofburg Sarayı / Viyana

14. Hofburg Sarayı : Viyana’da yaşamış ünlü mü ünlü Hofburg Hanedanı’na ev sahipliği yapmış bu görkemli sarayın görkemli girişi ve çevresindeki heykeller izlemeye doyamayacağınız kadar güzel. Öyle ki ben ne zaman bir yere ulaşacak olsam yolumu hep burdan geçirdim. Gece gündüz demeden hep geçtim önünden hatta Viyana’dan ayrılmadan hemen önce de bir tek burayla vedalaşmak istedim. İçerisinde Sisi Müzesi’nin bulunduğu sarayı bu şekilde gezebilmeniz mümkün. Aynı zamanda sarayın giriş kısmında Viyana’daki meşhur fayton manzaralarına da denk gelmeniz mümkün. Bir de hemen bu ana girişin ön tarafında yanına yaklaşmazsanız gözden kaçırıp çok üzüleceğiniz bir antik kalıntı mevcut. Atlamadan güzel güzel gezin derim 😉

Sonsöz

Bazı şehirlere belki bir kez daha gitmek istemezsiniz ama hayatınızda da mutlaka bir kez görmek istersiniz. Bazen bir konser, bir sanatçı ya da organizasyon sürükler bazen de ucuz biletin azizliğine kapılırsınız ama muhakkak bir nedeniniz, amacınız vardır gitmek için. Benim Viyana’ya gidiş sebebim Gustav Klimt ve Egon Schiele idi ancak sanat bakımından gözüm, gönlüm fazlasıyla doydu gerçekten. Lakin sanat olmasaydı Viyana’ya gider miydim? Belki ılık esen bir yaz gününde karşılaşıp sohbet edeceğim ve bir daha uzun süre telefonla bile aramayacağım bir arkadaşım olabilirdi Viyana. Birlikteyken güzel vakit geçirdiğim ancak asla sıkı fıkı ilişkiler kuramadığım. Tıpkı karşılaştığım o yaz meltemi gibi…

 

IMG_8856

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s