Madrid’e her gidişimde bambaşka yerler keşfettim ancak bazı vazgeçemediğim yerlere de her gidişimde mutlaka uğruyorum. İspanya’ya dair çok ciddi alışkanlıklarım var; vazgeçemiyorum! Hem yeme-içme konusunda hem de şehir olarak her gidişimde beni farklı sürprizlerle karşılayıp önyargılarımı yıktı; hatta kendini çok sevdirdi! Bu yazımda da biraz yeme-içme konusuna ayrıca değinmek istedim.
İspanya’da yeme-içme hem pek leziz hem de çok pahalı değil; özellikle de alkollü içecekler gerçekten birçok Avrupa ülkesine göre ciddi anlamda ucuz. Şu anda bile kur çevirisi yapsanız bir barda içeceğiniz mojito fiyatı Türkiye’de sıradan bir mekanda içeceğiniz mojitodan kat be kat ucuz. O nedenle seviyorsanız kokteyl çeşitlerini, İspanyol biralarını ve deniz ürünlerini sofranızdan eksik etmeyin derim. Gurme turuna başlayalım öyleyse!
1.LATERAL
Burası alışkanlıklarımdan işte! Yerel bir restaurant-barda nezih bir ortamda Madridliler’le iş çıkışı birer tapas yiyip bir şeyler içmek istiyorsanız adres burası kesinlikle. Tek başıma gittiğimde bile inanılmaz keyif aldığım, bol bol gözlem yaptığım bir yer. İspanyollar’ın tapası burada oldukça başarılı sunuluyor. Ayrıca farklı kokteyller denemek için de doğru adres Lateral. Yine İspanyollar’ın meşhur tinto de veranosu ile sangríasını burada içebilirsiniz. Daha aristokrat mı takılmak istediniz? Benden size bir kadeh cava öyleyse! Mutlaka patatas bravas da yiyin derim.
Lateral’in Madrid’de birçok şubesi var ancak ben en çok Plaza de Santa Ana’dakine gitmeyi seviyorum. Hem meydan çok keyifli hem de Santa Ana şubesinin Lateral’inin atmosferi bana çok daha sıcak geliyor. Daha detaylı bilgi için Lateral e tıklayınız.
2.EL TIGRE
Arkadaşlarla birer bira içip ortaya karışık tapas atıştırayım hem yerel hem de salaş bir ortamda olayım derseniz eğer gideceğiniz yer belli : El Tigre. Calle de las Infantas 30 numarada bulunan El Tigre’de ev yapımı enfes tapasın tadına bakarken kendinizi çok İspanyol hissedeceksiniz.
3.RESTAURANTE BOTÍN
Avrupa’nın hala ayakta duran en eski restaurantı ünvanına sahip Guinness rekorlu Botín ise hem İspanya’nın hem de Madrid’in en özel restaurantlarından biri. 1725 yılından bu yana hala hizmet vermekte. Menüsü et ağırlıklı. Öğlenleri yalnızca ziyarete açık olan restaurantta yemek yemek için mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız. Ancak gözünüz korkmasın; kişi başı yemek içki dahil 50 Euro’dan başlıyor. Bu kadar özel bir restaurantta yemek yemek için bence gayet uygun bir fiyat. Ancak benim buna karnım tok ben dünya gözüyle içini göreyim derseniz ücret ödemeden tüm katlarını gezmeniz mümkün. Her katı farklı bir dekorasyonlar karşılıyor sizi. Mutfağında ise hala eski malzemeler kullanılıyor. Yemek yemeseniz bile görmek için mutlaka gidilmeli. Botín, Calle de Cuchilleros 17 numarada sizi bekler.
4.MERCADO DE SAN MIGUEL
Bir şehre gittiğinizde sokak lezzetlerinin peşinden koşar mısınız? Cevabınız evetse Madrid’de doğruuu Mercado de San Miguel‘e! Ben şehre vardığım gibi ilk buraya gidiyorum havasını soluyup ‘Evet Madrid’deyim’ demek için kendime. Muhteşem kahvelerden leziz şaraplara, enfes deniz ürünlerinden harika sandviçlere ve tapasa kadar birçok farklı tezgahta müthiş ürünler mevcut. Bir öğle atıştırmalığı için rotanızı mutlaka buraya çevirin. Detaylar için buraya tık!
5.BAR VALLE DEL TIETAR
Madrid’in ‘bocadillo de calamares’i yani kalamarlı sandviçi meşhurdur. Bunu yemek için en iyi yer Plaza Mayor civarıdır. Ama en en en iyisi kesinlikle Bar Valle del Tietar‘dır! Salaş ve tarihi barda muhakkak kalamarlı sandviç ve bira siparişi vermeli!
6.BAR ESPAÑA CAÑÍ
Plaza del Ángel’de bulunan tarihi bar España Cañí ise kokteyl içip Madrid gecelerinin nabzını yoklamak, insanları seyretmek, sokaklarıno koklamak için ziyaret edilinesi bir mekan. Özellikle mojitosunu şiddetle tavsiye ederim!
7.BAR LAS BRAVAS
Madrid’deki patatas bravasın anavatanı tartışmasız Las Bravas. Birkaç şubesi olan ve adından da anlaşıldığı gibi yalnızca patatas bravas yapan barda kaç gecemi geçirdim belli değil! En sevdiğim şubesi Calle de Espoz y Mina 13 numara.

8.CAFÉ DE ORIENTE
Plaza de Oriente’deki Kraliyet Sarayı manzaralı şık kafe Café de Oriente, güneşli Madrid günlerinin güzel kahve molalarına ev sahipliği yapmak için ziyaretinizi bekler. İspanyollar’ın meşhur café bombónunun tadına da burada bakabilirsiniz.

9.CAFÉ DEL REAL
Zamanında Hemingway’in sıkça zamanını geçirdiğini okuyup da aslının öyle olmadığını öğrenince hayalkırıklığına uğradığımız kade Café del Real, bize Hemingway’in armağanı olarak Madrid’deki vazgeçilmez kahvaltı noktalarımdan biri. Kafe çok eski olduğu için ambiansı gerçekten çok keyifli. Bir de içerisinde turist görmeniz neredeyse imkansız. Madridli yaşlı amcalar ve teyzeler ile kahvaltı edebilirsiniz. Özellikle tortilla de patatası yani patatesli omleti çok başarılı!
10.CAFÉ DELIC
İnanılmaz keyifli! Costanilla de San Andres’te bulunan eskitme ve bohem kafe, konumu itibariyle çok uğrak bir noktada değil ancak çalışma mekanı olarak biçilmiş kaftan. Son Madrid seyahatimde çoğu yazımı bu kafede tamamlamıştım.
İçinizi ısıtan dekoru, sevimli çalışanları ve enfes gün ışığı alan ön cephesiyle Café Delic‘te benim için bir café con leche içmenizi tavsiye değil rica ediyorum!
11.CHOCOLATERÍA SAN GINÉS
Churro demek San Ginés demek! İspanya’nın birçok farklı yerinde churros con chocolate yemiş biri olarak buradaki churronun başka churro olduğunu söyleyebilirim. San Ginés’in tadını alan kolay kolay başka yerde churro yiyemez oluyor. Üstelik kafesi de pek keyifli. Zamanında ünlü İspanyol edebiyatçı Ramón Valle Inclán da burada çokça vakit geçirirmiş. Pasadizo de San Ginés’te bir sabah kahvaltınızı churros con chocolate ile yapıp midenizde yer kalırsa kapanışı da cortado ile yapın ve İspanyol ruhunuzu güçlendirin!
12.CAFÉ LA BICICLETA
Çalışma mekanı, yereller buluşması, dinlenme alanı, gastro partiler, leziz kafeler….Hepsi için tek bir tanım varsa o da sevimli dekorlu Café La Bicicleta! Madrid’in güzel semti Malasaña’daki minik meydan San Ildefonso’da konuşlanmış olan La Bicicleta sabah 10:00’dan önce açılmıyor, bilginize.

13.TOMA CAFÉ
En sona en sevdiğimi bıraktım : Toma Café! Madrid’in hipster kafesi, üçüncü dalga kahve laboratuarı, leziz çekirdekler cenneti minicik bir kahveci burası. Yine turist yok, bolca yerel var. Kimisi laptop’ını alıp çalışıyor, kimisi arkadaş sohbetinde, bazısı da kahvesini alıp bisikletine atlayıp gidiyor. Baristasıyla sohbet etmiş kafe ve çekirdekler hakkında bilgi almıştım. Ortak noktamızın fotoğraf olduğunu keşfedip kafeyi blogumda anlatacağımı söyleyince benden Flickr hesabımı ve blog adresimi istemişti. Kendisine buradan selamlarımı gönderirim! Toma Café, Calle de la Palma 49 numarada sizi bekler.
MADRID’DE YEMEDEN-İÇMEDEN DÖNME
Madrid’de yemeden ve içmeden dönmemen gereken belli başlı İspanyol ruhlu yiyecek-içecekleri gururla sunarım :
Patatas bravas, kalamarlı sandviç (bocadillo de calamares), patatesli omlet (tortilla de patatas), domatesli ekmek (pan con tomate), tinto de verano (bir çeşit kokteyl), sangría, cava, café cortado, café con leche, café bombón, churros con chocolate.
*¡Buen provecho!
*İspanyolca’da afiyet olsun anlamına gelir.