Otobüsle Orta Avrupa’yı nasıl gezdim?

Paket tur mu yoksa kendi yarattığın tur mu daha hesaplı?

Geçen yaz tur mu alsam, iki şehir mi gezsem derken Orta Avrupa turunu kendim yaptım sonunda! Plan program yapmak için biraz gecikince uçak biletleri tavan yapmıştı Haziran ayında. Belli başlı büyük turizm firmalarının paket turlarının fiyatları oldukça cazip görününce kafamda ‘Acaba tur alıp yalnızca konaklama ve ulaşım hizmetini kullanıp yine kendim mi gezsem?’ sorusu belirdi. Kapsamlı bir araştırma ve yılmadan bilet koşturmacanın ardından turumu yine kendim yapmaya karar verdim!

Nasıl bilet buldum?

Bazen matematik bilgisi işe yarıyor gerçekten! Tamam kızmayın matematikseverler! Ben, hayatını dört işlem ile sürdürebilen ve asla matematikle yıldızı barışmamış bir dilci olarak resmen olasılık hesaplama ve çeşitli önermelerle yüksek sezonda Orta Avrupa için uygun gidiş-dönüş bileti almış bulundum; itiraf ediyorum! 🙂 Şaka bir yana, planımda -klasik bir rota olarak- Viyana-Prag-Budapeşte ve bir de Bratislava vardı. Önce hangisine gitsem de nereden dönsem, aralardaki ulaşımları trenle mi otobüsle mi yoksa uçakla mı yapsam derken binbir türlü kombinasyonu ve hesaplamayı deneyerek gidiş Viyana, dönüş Prag biletimi yalnızca 540 liraya aldım! Böylelikle sekiz günde dört ülke gezdim ve ara ulaşımlar, uçak biletleri, konaklama, yeme-içme ve ıvır zıvır alışverişi dahil toplamda 4000 liraya Orta Avrupa turu yapmış oldum! Peki nasıl yaptım?

Planlama işin en önemli kısmı

Öncelikle, plan kusursuz olmalıydı! Bunun için haftalarca plan program yapıp tüm ara ulaşımları otobüsle yapmaya karar verip biletleri de risk alıp çok önceden online olarak aldım. Tüm otobüs biletlerinin çıktısını da aldım sorun yaşamamak için ve iyi ki de öyle yapmışım! Böyle bir planınız varsa mutlaka biletlerinizin çıktılarını yanınıza götürün, teknolojiye her daim güvenmeyin derim. Konaklamalarımı da yine gitmeden çok önce aldığım otobüs biletlerinin tarihlerine istinaden farklı şehirlerde Booking üzerinden yapıp konaklama bilgilerinin de çıktısını aldım gitmeden. Bir tek müze biletlerini önceden almayıp riske attım ama neyse ki risk almam risk yaratmadı ve müze girişlerinde neredeyse hiç sıra beklemedim; nitekim Viyana seyahatim resmen müzelerden ibaretti ama sorunsuz bir şekilde spontane bilet alma işini de hallettim!

Sonuç olarak gitmeden yaklaşık bir buçuk ay önce bilet alarak sekiz günde hedeflediğim Orta Avrupa turunu gerçekleştirmeyi başardım! 8 Temmuz günü Viyana’ya varıp oradan otobüsle Bratislava’ya günübirlik geçip oradan da Budapeşte’ye devam ettim. Budapeşte’yi de gezdikten sonra son durağım Prag’tı ve 13 Temmuz günü de Prag’tan İstanbul’a geri döndüm. Bolca müze gezip tüm şehirleri mutlaka YÜRÜYEREK keşfeden biri olarak az zamanda çok iş başardım gerçekten ve bu turun hayatımda yaptığım en verimli tur olduğuna karar verdim 🙂

Ulaşım ve konaklama meselesi

Ulaşım için ekonomik olması açısından yine Pegasus Havayolları‘nı tercih ettim. Viyana gidiş ve Prag dönüş biletimi yukarıda da belirttiğim üzere 540 liraya satın aldım. Hem gidişte hem de dönüşte bagajım vardı ve fiyata dahildi.

Ara ulaşımları ise RegioJet adlı otobüs firmasıyla gerçekleştirdim. İnternetten aldığım tüm biletlerin çıktılarını aldım çünkü her bilet kendi adınıza düzenleniyor. Binerken mutlaka biletleriniz kontrol ediliyor ve bilete ek olarak bagajınız varsa bagaj ücretlerini de bilete eklemeyi unutmayın derim. Bilet çıktılarını önceden almak şu açıdan önemli : gittiğiniz istasyonlarda her zaman gişe olmuyor ya da görevli bulamıyorsunuz. Bineceğiniz otobüs saatinde perona yanaşıyor ve şoföre danışmak durumunda kalıyorsunuz. Özellikle de Viyana’da iki farklı adresten otobüs kalkıyor; bineceğiniz durağın adres bilgilerine ve de şehir içi ulaşım bilgisine çok dikkat edin derim.

RegioJet ile gerçekleştirdiğim ulaşımların fiyatlarına gelecek olursam…

*Viyana-Bratislava arası 5 euro,

*Bratislava-Budapeşte arası 10 euro,

*Budapeşte-Prag arası 22 euro ödedim.

Viyana’dan Bratislava’ya sabah erken saatlerde gittim çünkü yolculuk yaklaşık bir saat sürüyor ve Bratislava oldukça minik bir şehir olduğu için gezmek için yalnızca bir gün ayırdım. Bratislava’da bagajınızı 3 euro karşılığında otobüs terminalindeki özel odaya bırakabiliyorsunuz. Başka da bir yer yok ne yazık ki. Ancak bu bagaj bırakma odasında bulunan görevliden odanın kapanış saatini öğrenin çünkü saat gelince görevli bagaj olup olmadığına bakmaksızın kilitleyip mesaisini bitirip gidiyor. Ben gittiğimde kapanış saati 17:45 idi ancak şu an durum nedir bilemiyorum.

Bratislava’yı bir günde gezdikten sonra Budapeşte’ye de iki tam gün ayırdım ve yorucu bir turun ardından burayı da görmeyi başardım. Fakat diğer gezdiklerime kıyasla Budapeşte yüzölçümü bakımından oldukça büyük bir şehir ve yürüyerek gezmek gerçekten zor. Haritada yakınmış gibi görünen noktalara dakikalarca yürüyüp bir türlü ulaşamıyorsunuz 🙂 Şehir, çok geniş bulvarlardan oluşuyor ve Tuna Nehri’nin iki yakasına kurulduğu için ciddi anlamda büyük. Dikkat!

Prag’ta da yaklaşık üç gün geçirdikten sonra büyülenerek Orta Avrupa turumu tamamladım.

Konaklama konusuna gelecek olursam…

Konaklamada her zaman sınırlarımı zorlamayı seviyorum. Hele de euro bu kadar yüksek ve bendeki gezme hevesi bu kadar fazlayken buna mecburum! Danimarka’da ilk kez paylaşımlı banyo deneyimi yaşadıktan sonra Orta Avrupa turumda da çıtayı ev paylaşma, oda kiralama, tren garında uyumaya kadar yükselttim 🙂 Pişman mıyım? Asla! Hatta müthiş tecrübeler kazandım bu sayede. Oda kiralarken evin anahtarını nerede bırakacaklarına ve evin doğru adresini gitmeden mutlaka kaydetmeye dikkat etmemiz gerekiyormuş mesela; bunu öğrendim 🙂 Sonuç olarak tüm konaklarımı Booking üzerinden gitmeden çok önce hallettim.

8 gün 4 ülke 3 farklı para birimi

Viyana ve Bratislava’da para konusu problem olmadı; malum euro kullanıyor Avusturya ve Slovakya. Ancak Budapeşte’de ve Prag’ta farklı para birimleri kullanılıyor. Ben, Prag’ta komisyonların yüksek olduğunu duyunca gitmeden çok önce Çek korunası yaptırmıştım döviz bürosunda ve yanımda belli miktarda götürmüştüm giderken. Ancak Budapeşte’yi atladım. Budapeşte’de Macar forinti kullanılıyor. Bratislava’dan Budapeşte’ye geçince nasılsa döviz bürosunda para bozdururum diye gittim ancak gece yarısı otobüsten inip şehir merkezine gitmek için tek şansımın metro olduğunu ve o saatte her yerin kapalı olduğunu hesaba katmadım elbette! Metro için bilet alacağım ve ücreti yaklaşık 300 HUF yani 1 euro ya denk geliyor. Neyse ki benim gibi dünyayı gezen başka bir sırt çantalıyla tanıştım da bana bileti o aldı ve ben kendisine 1 euro verdim 🙂 Böylece merkeze gidene kadar metroda sohbet etme şansımız oldu ve birbirimize teşekkür edip vedalaştık sonra. Konuşun, tanışın, fikir alın! Sırt çantalılardan zarar gelmez asla! Hele de gezginlerden hiç!

Çeşitli beklemeler, maceralar ve koşturmacalarla yorucu da olsa enfes bir Orta Avrupa turu yaptım hiçbir turizm firmasına bağlı kalmadan. Gezip gördüğüm Orta Avrupa ülkelerini ayrı başlıklarda anlatacağım.

Seyahatle kalın!