Geçen hafta liseden iki İspanyolca sevdalısı öğrencimle kendi istekleri üzerine kütüphanede ders çalışıyorduk ki konu eksiklerinin dışında bir de amaçlarının benimle biraz sohbet etmek ve İspanyolca ile kültürü hakkında bilgi almak olduğunu fark ettim.Malum, haftada iki saat ders olunca ancak direkt olarak dille alakalı bir şeyler yapmaya vakit kalıyor ki bence çok da önemli parçası olan sanat-kültür-tarih üçlüsü hep ikinci planda kalıyor.Onlar da bunu fark etmiş olacaklar ki ders dışında bir zamanda benimle buluştular.
Neyse…Ders çalıştık bitti derken bana çalışmadığım yerden sordular ama!
– ‘Hocam, bildiğiniz güzel İspanyol dilinde filmler ya da şarkıcılar,gruplar var mı?’
– ‘Var aslında…Şarkıcıya örnek….Bir grup var çok sevdiğim adı Marlango eğer caz dinliyorsanız tavsiye ederim ama…Ama başka pek yok! Çünkü aslında ben pek İspanyolca şarkı dinlemem.Sevmem nedense.Birkaç sevdiğim şarkı dışında yoktur yani takip ettiğim şarkıcı.Ama filmler var çok sevdiğim.Pedro Almodóvar mesela…Ünlü bir İspanyol yönetmendir ve ben izlediğim tüm filmlerini çok sevmişimdir.Size birkaç aklıma gelen örneği yazayım hemen…’
Dedim ve üç beş tane sıkıştırıverdim defterlerinin arasına.Ama elbette bu durum beni hiç tatmin etmedi ve yeni fikirlere ulaşmak için araştırmalara başladım.Ne yapsam ne etsem diye düşünürken ortaya bölümümüzün yeni projesi olan blog sayfası,sınıfta film ve müzik üzerine bir köşe hazırlama fikri çıktı.Ama herkesle paylaşmak ve yorum alabilmek adına da izlediğim tüm İspanyolları yazmaya karar verdim.Elbette bunda yarı yarıya payı olan, dün gece izlediğim,bende çok taze bir yeri olan ‘El cuerpo’ denen muhteşem kurguyu da es geçmem mümkün değil.Uzun zamandır gerilim filmi izlemiyordum ve bu film sayesinde gerilim aşkım yeniden alevlendi gerçekten.Aslında gerilim bir yana dursun kurgusu çok sağlam ve evet size sağ gösterip sol vuruyor ama bunu filmin son 10 dakikasına kadar düşünmüyorsunuz bile.Üzerine bir de gizem,cinayet çözme,dedektif öğeleri eklenince benim için tadından yenmez olmuş.Ne de olsa en büyük hayalim büyüyünce FBI ajanı olmak! Bilen bilir:)
Kısa da olsa İspanyolca müziklerden de bahsettim az önce ama o konuda gerçekten tıkanıp kalıyorum.Bu konuya çok fazla değinemiyorum çünkü çok sevmiyorum evet! 🙂 Üç beş şarkı ve şarkıcı dışında yok bende yer eden İspanyolca müzikler.Bayılmıyorum o latin ezgilerine nedense.Ama dinlediklerimden birkaç örnek de yazmayacak değilim söz:)
Gelelim öncelikle güzel mi güzel İspanyol ve Latin Amerika filmlerine…
1.’El cuerpo’
2.’Mar adentro’
3.’Los abrazos rotos’
4.’Hable con ella’
5.’Volver’
6.’Vengo’
7.’Todo sobre mi madre’
8.’La piel que habito’
9.’Biutiful’
10.’Abre los ojos’
11.’Amores perros’
12.’Los lunes al sol’
13.’Celda 211′
14.’El laberinto del Fauno’
15.’Los amantes del círculo polar’
16.’Diarios de motocicleta’
17.’La lengua de las mariposas’
18.’La mala educación’
19.’El secreto de sus ojos’
20.’El orfanato’
21.’También la lluvia’
22.’Habitación en Roma’
23.’Azúl oscuro casi negro’
24.’Y tu mamá también’
25.’Mientras duermes’
26.’Los amantes pasajeros’
Üç beş derken uzunca bir listeye ulaşmak mutluluk verici oldu aslında.En azından benim listem şimdilik bu kadar.Sizlerin de bildiği güzel İspanyol filmleri varsa yorumlarınızı bekliyorum.Çok da sevinirim.
* * *
Unutmadan…Müziklere de kısaca değineceğim.En sevdiğim İspanyol kökenli grup şüphesiz ‘Marlango‘.Solistini ise muhteşem film Hable con ella’dan hatırlayacaksınız.Hani şu yüreklerimizi dağlayan haliyle filmin sonuna kadar kıpırdamadan izlediğimiz esas kız vardı ya…Sevimli güzelliği bile yetmişti başrol için belki de.İşte bu kızın sesi kendisinden de güzelmiş meğer diyeceksiniz! Öyle ki Marlango denen caz grubunun muhteşem şarkılarına renk katıyor sesiyle Leonor Watling.Grubun diğer üyeleri Alejandro Pelayo ve Óscar Ybarra’yı da unutmamak gerek elbette.Marlango, hem İspanyolca hem de İngilizce şarkılar yapıyor.Leonor Watling’in annesinin İngiliz olması da alışılagelmiş İspanyol aksanıyla İngilizce konuşma olayına da hiç uğramadan geçiyor ve haliyle ortaya dinlemeye doyulmayan İngilizce şarkılar da çıkıyor.
Bir de herkesin konserine gitmek için haftalar öncesinden bilet aldığı,İspanyolca bilmese bile bayıla bayıla dinlediği ve anlıyormuşçasına hüzünlendiği Concha Buika var.Ben sıkı bir takipçisi olmamakla birlikte birkaç şarkısını severim.İspanyolca müzik için tavsiye edilmesi gerekenlerdendir nitekim.
Bunun dışında bazı Manu Chao şarkıları da gönlümü fethetmiştir.Eğlenceli ve değişik bir tarzı vardır Manu Chao’nun müziğinin.Hani bazı ressamlar ya da heykeltraşlar vardır siz eserin ona ait olduğunu bilmeseniz bile tarzını tanıyorsanız anlarsınız ya…İşte Manu Chao da müziği de öyle sanırım:) O da yalnızca İspanyolca müzik yapmayanlardan ama; nitekim kendisi İspanyol asıllı bir Fransız.
Yok eğer ben aşk adamıyım, duygusal insanım mumları yakıp şarabımı içer müziğimi hep öyle dinlerim diyorsanız Latin Grammy sahibi Ismael Serrano‘yu tavsiye ederim.Ben kendisini 2010 yılında ‘Podría ser’ şarkısıyla Ankara’da katılmış olduğum İspanyolca öğretimiyle ilgili bir kursta hocam Agustín sayesinde tanımıştım.Sahi, Gus nasıl ne yapıyor acaba şimdi? Güzel bir insandı kendisi.Pek sevmiştim.
Son olarak bir Katalan arkadaşımın iki güzel tavsiyesinden bahsetmek istiyorum.İlki Valencia kökenli bir İspanyol müzik grubu; Seguridad Social.Google’a böyle yazarsanız karşınıza bambaşka anlamlar çıkar siz siz olun yanına ‘banda’ yazısını ekleyin:) Çok keyifli ve lezzetli şarkıları var.Diğeri ise Jarabe de Palo.Bazen biraz fazla “pop” gelebilir ama güzel şarkıları da var şüphesiz.