Üçüncü dalga kahve : Istanbul Coffee Festival / 25-28 Aralık 2014 / Karaköy Galata Rum İlkokulu

Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival

Yazı, kahveyle birleşince keyifli olmaması imkansız sanırım! Çok uzun zaman yolunu gözlediğim İstanbul Kahve Festivali’nden deneyimlediklerimi anlatmak için sabırsızlanıyorum.

25 Aralık 2014 Perşembe günü Karaköy’ün Tophane tramvay istasyonuna yakın olan tarafında bulunan Galata Rum İlkokulu‘nda başladı mis kokulu bu festival. Benim biletim ikinci gün yani 26 Aralık sabah seansı için olduğundan, açılış gününü göremesem de kalan zamanda gördüklerim bana yetti de arttı bile. Oradan buradan yaptığım türlü araştırmalar sonucunda ‘ne‘ olduğunu anlamaya çalıştığım bu festivali hala aklımda kalan soru işaretleriyle birlikte anlatacağım.

Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Coffee workshop
Coffee workshop

GALATA RUM OKULU

Bu başlığı açmasam olmazdı sanırım çünkü ilk kez gittiğim bu muhteşem bina beni büyüledi ve civarında ev aramaya başlamama sebep oldu. 2012 yılından bu yana kültür-sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan neo-klasik tarzda inşa edilmiş bu bina önceleri gerçekten bir öğrenci yuvasıymış. Yıllarca Rum çocuklarını ağırlayan okul, son zamanlardaki öğrenci kayıtlarının yetersizliğinden eğitim hayatına son vererek kültür ve sanat hayatına başlamış çok da güzel yapmış. İlk fırsatta mutlaka gidin görün derim içerisini. Hele de doya doya vakit geçirdiğim terası enfesti!

IMG_9059
Galata Rum Okulu terasından
IMG_9063
Galata Rum Okulu terasından

KAHVEYE DOYDUĞUMUZ AN

Şaka değil, gerçekten! Evet, kahveye doyduk. Neyse ki gittiğimizde karnımız toktu da onca espressoyu kaldırabildik çünkü muhteşem koku bir yana dursun kalabalığın içinde bardaklarımızı koruyup kollayarak attığımız adımlar da festivalin unutulmaz bir parçasıydı.

Nedir bu kahve festivali?

Gitmeden önce inanın doğduğunda kime benzeyeceğini tahmin edemediğim bir bebek misali soru işaretleriyle doluydum. Bileti bir hafta önceden Biletix’ten aldığımda sabah seansını seçerek nasıl olduysa öğleden sonraki seansların tıka basa dolup taşacağını öngörmüşüm sanırım. Ve evet, tekrarı olursa biletler çıktığı gibi alın ve seansınızı sabah ve de haftaiçi bir günden yana kullanın mümkünse. Nitekim cumartesi günü davetiyeyle gittiğim 15:00-19:00 seansının kuyruğunu anlatmam imkansız; Kemeraltı Caddesi kahveseverlerle istila edilmiş haldeydi. İçeriden dışarıya taşan görevliler binadan çıkan insan sayısına göre içeriye konuk alıyordu; tabii davetiyesi ya da bileti olanları. Diğerlerine de kibarca gitmeleri gerektiğini bildiriyorlardı yüksek voltajlı talep dolayısıyla. Seneye olursa eğer -ki bu talebe göre yapmamaları garip olur- başka bir mekana taşınacağını düşünüyorum çünkü böylesine devasa bir organizasyon için gerçekten ufacık kalmış bir mekandı Galata Rum Okulu.

26 Aralık Cuma sabahı 11:00 civarı festivale giriş yaptık; mor bilekliklerimizle birinci seansa katılma hakkımız vardı. Yani sabah 10:00-14:00 saatleri arasındaki oturum diye adlandırılan seans. Kat planını ve etkinlik saatlerini gösteren haritamızı da aldıktan sonra kalabalığın içerisine dalıverdik Özgür’le. Önce uzun bir süre aynı noktalarda dolanıp durduk ne yapacağımızı bilmez bir halde. Kokuyu size anlatamam! İnsanlar çeşitli standlarda sohbet ederek hem kahve hakkında bilgi alıyor hem de kahve tadımlarını yapıyorlardı. Tüm kahve standlarında kahveler ücretsizdi; biz ilk tercihimizi Kronotrop’tan yana yaptık. Cihangir’de daha önce de gidip denediğimiz butik bir kahveci burası; standı da pek keyifliydi. Ama sanırım en çok göze çarpan stand şüphesiz Heisenberg’ti. Tüplerde insanlara bol bol kahve tattırdılar festival boyunca.

Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Katree
Katree
Zapatista
Zapatista

Üst katlarda da kahve standlarının yanısıra birçok etkinlik devam ediyordu. Özellikle de kahve ve kahve ekipmanları hakkında düzenlenen workshop ve seminerler harikaydı. Kahve tadımına iki de eğitim eşlik edince günümüz daha da keyiflenmiş oldu. Özellikle İstanbul Kahve Akademisi’nin düzenlediği ‘Kahve nasıl yapılır?’ workshopu hem çok bilgilendirici hem de mis kokuluydu! Bu sınıfta çok ciddi katılım sözkonusuydu ayrıca. Chemex’te demlenen 97 derecede kaynamış suyun taze çekilmiş Kolombiya kahvesiyle buluştuğunu hayal edin işte! Bu arada ikram edilen çekirdek kahvelerimizi de çiğnemedik değil elbette. Eve bir de chemex alır mıyım, işte o hala bir soru işareti kafamda ancak boş bir vaktimde İstanbul Kahve Akademisi‘ne gidip kahve eğitimi alabilirim sanırım.

Bahsettiğim eğitimlerin dışında okulun üst katlarında türlü aktiviteler de gerçekleşmekteydi. Ayrıca buralarda da farklı kahve standları mevcuttu; Illy, Jacobs, Kahve Dünyası gibi… Bir de Jacobs’un tekelindeki Oreo ve Toblerone’dan geçilmiyordu festival. Her yerde karşınıza çıkan bu atıştırmalıkları çoğu insan objektifinde model olarak kullanıyordu. Abartmıyorum ama oturduğum masada en az üç kez önümde duran Oreo paketinin benim olup olmadığı soruldu ve benim olmadığını söylediğim her defa aynı Oreo paketi, soran kişinin modeli oldu. Lindt standı herhalde hepsini açık ara sollayacak nitelikteydi bence.

Standlar dışında sınıflarda sanat atölyesi, kermes tadında yılbaşı ürünleri, festival sponsoru Lera Fresca’nın sütleri, kahveden yapılmış sanat eserleri de karşımıza çıkan diğer organizasyon parçalarıydı. Okulun terası ise baristaların yarışmasına ev sahipliği yaparken açık kısmı da sigaraseverlere ev sahipliği yapıyordu. Sanırım sigara içerler hep güzel mekanlara konmayı başarıyor ve biz pasif içiciler de dumanaltında bu mekanları görme şansı buluyoruz. Açık hava bahane!

Caffé Nero
Caffé Nero
Kahve Sanatı
Kahve Sanatı
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival

ESPRESSO PERFETTO : Festivalin sürprizi

Sanırım benim için festivalin asıl sürprizi Espresso Perfetto yani bir öğrencimin velisinin standıyla karşılaşmam oldu. Üç yıldır öğrencim olan Cem Tolga’nın ailesi meğer espresso makineleri ithal ediyorlarmış. Bu vesileyle festivale lezzetli espressolarıyla renk katarak bana da ertesi gün için davetiye hediye ettiler ve ben hiç hesapta yokken kalkıp festivale gittim yeniden. İlk gün orada olsam Cem Tolga’yı da barista olarak görecek, elinden de kahve içecektim ama olmadı; bir dahaki sefere artık. Kendilerine güzel espressoları, tatlı sohbetleri, nefis bademli çikolataları ve davetiyeleri için teşekkürlerimi sunuyorum buradan:)

Vee ilk seans sona erer…

Zilin çalmasıyla saatler 14:00’ı gösterdi ve ilk seans böylece sona ermiş oldu. İlk gün yaşanan bileklik ve bilet kaosundan sonra ikinci gün için önlemler alındı ve zil çaldığı an standlar kapatıldı. Açık kalanlar ise kahve vermeyi durdurdular. Yavaş yavaş binayı boşaltırken dışarıda ikinci seansa girmek için bekleyen kalabalığı görünce ‘İyi ki sabah gelmişiz’ dedik.

Kafamda kalan en büyük soru işaretine gelince… Hiç kahve almadan çıktım festivalden! Tadımmış yalnızca mesele; kahve satın almak değil. Bu biraz tuhaf geldi bana çıktıktan sonra. Ne de olsa festivalin adı ‘kahve’ydi ve sadece tadına bakabilmiştik orada hazırlananların. Evimize götüremedik farklı ülkelerin kahvelerini. Belki bir sonraki festivale bunun için de farklı bir şey eklenir, neden olmasın?

'Barista'
‘Barista’
Sanat Atölyesi
Sanat Atölyesi
Istanbul Coffee Festival - 3D printer modeli
Istanbul Coffee Festival – 3D printer modeli
'a coffee lover'
‘a coffee lover’
kahve sanatı
kahve sanatı
Karaköy
Karaköy
Teras
Teras
Galata
Galata

SONSÖZ KAHVENİN OLSUN!

Soru işaretlerime rağmen çok keyif aldım festivalden. Dört saat ne yapacağım orada derken bitiş anının geldiğine inanamadığım, kahve kokusunu bolca içime çektiğim, güzel insanlar ve manzaralar gördüğüm, kahvenin ne denli sevildiğini anladığım farklı ama güzel bir festivaldi. Sanıyorum 14.270 kişilik ziyaretten sonra seneye ikincisi de düzenlenecek olan festivale katılım daha da artacaktır.

Bunları biliniz:

Demleyeceğiniz kahvenin suyu 97 derecede kaynayacak,

Mümkünse evinizde bir kahve öğütücü olacak ve kahvenizi orada taze çekip kullanacaksınız,

Kahve yapımında kullandığınız su sıradan olmayacak; yedi ana kritere uyacak,

Afrika’da kuraklık olduğu için orada yetişen kahveler daha acı ve buruk bir tada sahip olurken, Güney Amerika daha zengin ve yağış alan bir bölge olduğu için orada yetişen kahveler daha yumuşaktır,

Hem barista hem de bireysel eğitimler için İstanbul Kahve Akademisi Ataşehir’de hizmetinizdedir,

Barista, makinelerde espresso bazlı kahve yapan kişilere denir(barmenle karıştırmayınız),

Kahve, ciddi ve önemli bir meseledir. Unutmayınız!

Kahveli ve keyifli günler sizin olsun.

Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Coffee workshop
Coffee workshop
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s