Paris’e gideli beş yıl olmuş…Arkadaşlarımızın evinde konaklayıp muhteşem bir Paris seyahati geçirmiştik. Ev sahipleri yerel olunca hiçbir not almadan kendimi teslim ettiğim bir keşif turu olmuştu. Hal böyle olunca sanat ve minik anılarla dolu bir fotoğraf şöleni seriliyor gözlerimin önüne. Bu nedenle yazınsal değil görsel olarak bir Paris turu yapmak istiyorum; adı da FotoParis I olsun. Keyifli seyirler.

Paris’e bir daha gitmek için çok geçerli bir nedenim olmalıydı, güzeldi ama o kadar! Beş yıl aradan sonra şimdi arkadaşlarımızın düğününe katılmak üzere nisan ayında yeniden orada olacağız.









Yine araya gireyim… Fotoğrafını çekmemişim ama Saint Michel’de bir çikolatacı vardı ki yarım saat oyalanmıştım ve sanırım karnım çikolatayla doymuştu. Hatta yetinmeyip giderken eve de almıştık. Chocolaterie Georges Larnicol. Köşebaşı çikolatacısı. Hem seyirlik hem leziz. Mutlaka denemeli.

İşte muhteşem Montmartre! Bohem dünyanın kokusunu aldın mı? Sanat, edebiyat, uyum, lezzet, tasarım, kafeler, restaurantlar… Her güzel şey burada toplanmış sanki. Paris’in en sevdiğim bölgesi Montmartre; sokakları güzel, gittiğimiz ve adını hatırlayamadığım İtalyan restaurantı nefis, ufacık ama muhteşem aksesuarlar ve hediyelikler aldığım dükkanları pek sevimli… Bir de yakınında görülmesi gereken Sacré-Cœur Bazilikası var; onu da unutmamak gerek.
Paris serisinin devamı yakında gelecek. Sanat ve gördüğümüz müzelerle ilgili bilgileri henüz eklemedim. Bunun dışında Versailles ve 25.doğum günü sürprizlerimden olan Disneyland deneyimimizi de ayrıca yazacağım. Bizim gittiğimiz sene Disneyland’in 20.yıl kutlamalarına denk geldiği için olağanüstü gösterilere de tanık olmuştuk. Paris fotoromanları yolda!
Güzel blog hoş fotoğraflar. Elinize sağlık.
Cok tesekkurler